BEİJİNG, 11 Kasım (Xinhua) — Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, G7 ülkelerinin, Çin’le yapıcı ve istikrarlı ilişkiler kurmaya ve Çin’in ekonomik ilerleme ve kalkınmasını engellememeye yönelik sözlerini gerçek anlamda eyleme dökmeleri gerektiğini söyledi.
Wang, söz konusu açıklamayı Çarşamba günkü olağan basın toplantısında G7 dışişleri bakanları toplantısında yapılan açıklamaya ilişkin bir soru sorulması üzerine yaptı. Söz konusu toplantıda Çin’le samimi ilişkilerin kurulmasının ve endişelerin doğrudan Çin’e ifade edilmesinin önemi vurgulanmıştı.
Wang, “G7 dışişleri bakanları toplantısında, Çin’le yapıcı ve istikrarlı ilişkiler kurulması ve Çin’in ekonomik ilerleme ve kalkınmasının engellenmemesi önerildi. G7’ye üye ülkelerin, sözlerini gerçek anlamda yerine getirmeleri ve Çin ile karşılıklı saygı, eşitlik ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkilerin sorunsuz şekilde geliştirilmesini teşvik etmek üzere Çin’le birlikte çalışmalarını umuyoruz” dedi.
Wang, “G7’nin Çin’e yönelttiği küresel ekonomiye zarar verme ve ekonomik zorlama şeklindeki temelsiz suçlamaları şiddetle reddediyoruz” diye konuştu.
Sözcü, 10.000’den fazla şirket ve bireyi yaptırım listelerine ekleyen, belirli şirketleri kapsamlı şekilde baskılamak için siyasi gücü kullanan, ekonomi ve ticaret konularını siyasallaştırıp silah gibi kullanan ve uluslararası üretim ile tedarik zincirinin istikrarını bozanların G7 üyelerinden başkaları olmadığını ifade etti.
Wang, “G7 dönüp kendisine bakmalı. G7’nin, Çin’in egemenliğine zarar verme ve Çin’in içişlerine karışmaya yönelik yanlış eylemlerine şiddetle karşı çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
Filipinler’in başlattığı Güney Çin Denizi tahkiminin özü itibarıyla Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) kapsamına girmeyen bir toprak egemenliği ve deniz alanlarının sınırlandırılması konusu olduğunu kaydeden Wang, sözde tahkim kararının yasadışı, hükümsüz ve yok hükmünde olduğunu vurguladı.
Wang, G7’nin Güney Çin Denizi tahkimine atıfta bulunarak muhalefet ve cepheleşmeye yol açmaya çalıştığını, bunun da bölge ülkelerinin bölgesel barış ve istikrarı koruma isteklerine ters düştüğünü belirtti.
“Taiwan Boğazı’nda barış ve istikrarın korunmasının anahtarı, tek Çin ilkesine bağlılıktan geçiyor” diyen Wang, şu anda Taiwan Boğazı’ndaki barışa yönelik en büyük tehdidin, Taiwan Demokratik İlerleme Partisi yetkililerinin inatla ayrılıkçı “Taiwan’ın bağımsızlığı” duruşuna sarılması ve ona gizlice destek veren dış güçlerden geldiğini dile getirdi.
G7 ülkelerinin tümünün tek Çin politikasına bağlı kalmaya söz verdiğini hatırlatan Wang, bu ülkelerin sözlerini tutması gerektiğini söyledi.
Wang, Xinjiang, Xizang (Tibet) ve Hong Kong’a ilişkin konuların hepsinin Çin’in iç işleri olduğunu ve Çin’in bu konularda herhangi bir dış müdahaleye tolerans göstermeyeceğini vurguladı.
Wang, “G7’yi BM Antlaşması’nın amaç ve ilkelerine ve uluslararası ilişkilerin temel normlarına uygun davranmaya ve herhangi bir bahane ya da adla diğer ülkelerin iç işlerine karışmaya son vermeye davet ediyoruz” dedi.